1 Aralık 2010 Çarşamba

özel gün samimiyeti(!)

oldun olası hoşlanmamışımdır özel günlerden.doğum günleri,bayram,yılbaşı gibi aktivitelerin arefesinden başlar gerginliğim.çocukluğumda annemin hazırladığı doğum günü partileri hariç doğum günü kutlamadım.çok önemli değildir benim için ve bu kadar anlam yüklenmesine anlam veremem.doğum günlerinde oluşan hediye gerginliği hediye alan ve hediye alınan arasında eşit şekilde yaşanır.alacağınız hediyenin değeri ne kadar olmalıdır.yakın bir arkadaş değilse özel anlamlar yüklenecek birşeyler seçmekten imtina edilir.hediyeyi açan kişinin yüzünde oluşan hayal kırıklığını saklama gülümsemesi'bayıldım,nasıl da ihtiyacım vardı böyle birşeye,nasıl tahmin ettin?'şeklinde söylenen gereksiz cümleler.hele o pasta faslı çok komiktir,hep birlikte söylenen şarkıyla birlikte gelir pasta,üzerindeki mumlar üflenirken dilek tutulur.bunu yapmaktan hoşlanan insanlara sözüm yok ama çiğ duruyor yahu koca koca adamlar kadınlar cafelerde barlarda kutluyorlar doğum günlerini.ne diyeyim happy birthday.
bayramlarsa daha ziyade aile içi gerginlik demek oluyor benim için.bütün o akrabaların,büyüklerin dolaşılması seremonisi,bir aradayız mutlulukları,kısa süre sonra eski defterlerin,bitirilmemiş hesapların ortaya dökülmesine neden olur.kuzenler aile içi hesaplaşmanın neticesinden birbirleriyle kıyasıya mücadeleye tutulur.siz zaten ayda yılda görüştüğünüz tam olarak kaynaşamadığınız kuzenlerinize karşı bilenirsiniz ve tabii onlarda size.bayramlarda böyle bir herşeyi unutalım sonra acısını çıkartırız yavşaklığı sezerim hep.kimse kimseye kızamaz,küsemez yasaktır.üç gün sonra çözülmemiş hesaplarla döner herkes içine bir sonraki bayrama kadar.
yeni yıl yeni yıl yeni yıl yeni yıl herkese kutlu olsun maceramızsa aslında başlı başına bir konu.12 ay boyunca yaşanan ya da yaşanamayanların hırsı 31 aralıktan çıkarılır.gelen 1 ocak mutlulukla kucaklanır sevilir.o gün neşeli olmak gibi bir zorunluluk vardır,herkes eğlenmek zorundadır.malum bütün yılımız eğlenceli geçsin diye.sürekli bir zorunlulukla şekillendirmeye çalışıyoruz kendimizi.ne farkeder sen evinde dizi izleyerek girsen de;barın tekinde göbek atsan da;sokakta yalnız dolaşsan da;uyusan da yıl bildiğini okuyacak.samimiyetsiz bir sevecenlik duyuyoruz 1 ocak'a,bütün sıkıntımız ve darlığımız o gelince bitecekmiş gibi.yeni başlayacak yıla adıyoruz bütün beklentilerimizi yılın ortalarına doğru bir telaş başlıyor gerçekleşmeyen hayallerimizle yüzyüze geliyoruz.sonbahar başladığındaysa hafif bir bıkkınlık oluşmuş oluyor üzerimizde.bu yılın da diğer yıllardan farkı olmadığını anlayıp.beklenti ve hayal bakiyemizi yeni yıla devrediyoruz.neticede coşkuyla beklenen yeni yılı kucaklıyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder