24 Şubat 2011 Perşembe

oyun


çocukken bir oyun oynardım,kendimle başbaşa kaldığımda.herhangi bir kitabın herhangi bir sayfasını açar harflere bakardım.harfler sırasıyla hece,kelime,cümle,paragraf,satır ve sayfa olurdu ve sonunda harfler kitaba dönüşürdü.birçok badireyi bu oyuna dalarak atlatmışımdır ve kitap okumak bu yüzden mutlu etmiştir beni.kitabın başka bir faydasıydı benim için.zaman zaman hala başvururum bu eski yönteme.kaybolmak,düşünmek,bulunduğum yerden uzaklaşmak istediğimde açıyorum bir kitabın sayfasını seyre dalıyorum harfleri ve bekliyorum harflerin kitaba dönüşümünü büyülenerek.
özellikle ikilemler içinde kaldığım,doğru seçeneği bulamadığım zamanlarda hayatımı şekillendirir.bazen doğrunun ne olduğunu bulamam,dünyam yıkılır,acılar içinde yanlış yola saptığımı anlarım ve uzanırım en yakınımda duran kitaba.gideceğim yolu buldurur değişime ön ayak olur.
hepimizin çocukluk sanrıları vardır,sadece bizim bildiğimizi düşündüğümüz oyunlar ya da bilgiler.işte böyle bişey benim yarattığım oyun.belki başkalarının da işine yarayan bir oyundur ya da bundan sonra yarar.çok mu sıkıldınız,doğruyu bulamadınız mı?alın elinize bir kitap harflere odaklanarak bakın saatlerce eğer harfler sizin için kitaba dönüştüyse çözüme ulaştınız demektir.yok hala harf olarak karşınızdaysa sabredin,dönüşümün tamamlanmasına vakit var hala.

21 Şubat 2011 Pazartesi

iş çıkışı


bir şehrin en sevimsiz zamanıdır iş çıkış saati.herkes yorgundur,trafik sıkışıktır, otobüsler doludur,bir de iş çıkış saatinize yağmur eşlik ediyorsa kabus başlamıştır.ellerinde şemsiyeler,ıslak kıyafetleriyle oradan oraya sürüklenen insanlardan birisinizdir.herkesin tek bir ortak paydası vardır bir an önce varmak istediği yere gidebilmek.yürürken üzerinize sıçrayan sular en büyük düşmanınızdır.durakta beklerken sanki sadece sizin hattınıza otobüs konmamış gibi gelir.gelen otobüsün yorgun şöforü kadar sinirlisinizdir sizde.ıslak kıyafet kardeşliği bu dolu otobüste başlar.ıslak şemsiyeler üstünüze sürülür.sesinizi çıkarmazsınız çıkaramazsınız,yapmak istediğiniz tek şey yorgun geçen günü sonlandırmaktır.susar kalırsınız.en güzel hayaller bu otobüs yolculuklarında kurulur.öyle bir an gelir ki ineceğiniz durağa gelmişsinizdir ama inmek istemezsiniz,yol devam etsin hiç bitmesin,ömrünüz hep bu sıcak otobüsün içinde güzel hayaller kurarak geçsin istersiniz.
ama inersiniz durakta ve tekrar başlar yağmur,suyu çekilmiş şemsiyenizi açar şanslıysanız durağa yakın bir eve doğru yürümeye başlarsınız ve hayat tekrar ıslatır hayallerinizi.

19 Şubat 2011 Cumartesi

zamansız bir sonbahar yazısı


sonbaharın büyülü bir güzelliği vardır.baharların içinde ilkbahar kadar sevilmez.yazın bittiği kışın başladığı gerçeklikle başbaşa bırakır bizi.bir yandan korkutucudur.üzerinizde ki incecik kıyafetlerin akşam üsteri sizi üşütmeye başladığını farkedersiniz,gece uyanıp pencerenizi kapatmaya başlarsınız,dondurmayı daha az yemek istiyorsunuzdur.şimdi kışın takvimsel olarak son günlerini yaşadığı bu dönemde aslında ilkbaharı anlatmak gerekirdi.şunu farkettim ki ilkokulda öğrendiğim mevsimlerde geçen sonbaharı yaşamıyorum artık.sınıfta genelde askıların yakınında bir mevsim cetveli dururdu.okula başladığımız günlerde sonbaharı tanır ve öğrenirdik.sonbahar bizim için okul demekti yani mutsuz ederdi.ama o resimlerde sararmış ağaçlar,dökülmüş yapraklar olurdu.hava hafiften griydi ama çok değil.bir hazırlık olurdu bütün canlılarda,yaklaşan kış için.sonbahar güçlü bir mevsim,daha karakteristik.ilkbaharın sarhoşluğu,yazın miskinliği ya da kışın kasveti yoktur onda.doğanın en gururlu olduğu dönemdir.insanlar kendine dönmeye başlar,yeni kararlar alır.sonbahar doğanın uyanışını başlatır.sarı,turuncu,kırmızı ile boyanmış bir mevsim ve ağaçlar görmeyi diliyorum.

7 Şubat 2011 Pazartesi

kurulan(kırılan) hayaller

büyürken hayat çok uzunmuş gibi gelir.bütün planlarımız,hayallerimiz gerçekleşecektir:hayalini kurduğumuz üniversiteye gideceğiz,bizi anlayan ve seven insanlarla birlikte çalışacağız.anlayışlı,kültürlü ve zeki bir insanla evleneceğiz.çok tatlı ve akıllı çocuklarımız olacak.bizi seven ve bizimle birlikte olmak isteyen arkadaşlarımız olacak ve yıllarca sürecek arkadaşlıklarımız.
sonra büyürüz biz büyüdükçe hayallerimiz ve hayatlarımız küçülmeye başlar.sıkıştırılmış bir hayatın içinde buluruz kendimizi.hayallerimizin çoğu gerçekleşmemiş gerçekleşenlerde hep yarım kalmıştır.berbat bir işe sahibizdir ve iş yerinde herkes bizim ayağımızın tökezlemesini beklemekte,tökezletmek için önümüze engeller koymaktadır.evet evlenmişizdir ama o beklediğimiz gördüğümüz kişi değildir her gece aynı yastığa baş koyduğumuz.evet tatlı ve akıllı çocuklarımız vardır ama bizi dinlememekte ve anlamamaktadırlar.işleri düştüğünde canları istediğinde bizi yanında isteyen bir yığın arkadaşımız vardır.
artık hayal kurmadığınızı plan yapmadığınızı anlarsınız.çünkü büyümüşsünüzdür artık hayaller kemirmeye başlamıştır içinizi.zaman geçtikçe insanlardan uzaklaşmaya ve uzak durmaya başlarsınız.yeni hayallerin aklınıza girmesi mümkün değildir.keza eski hayallerinizde kırılmıştır artık.büyümek böyle birşey galiba insan önce hayalleriyle yüzleşiyor.yüzleştiğiniz hayaller ne denli büyükse mutsuzluğunuz da o kadar büyük oluyor.hayal kurmak ve uyanmamak mümkün olsa,ömrümü hayal kurarak geçirebilirim.yeter ki olumlu ya da olumsuz hayallerimle yüzleşmek zorunda kalmayayım.